Sürdürülebilir Moda ! Suyun Sürdürülebilirliği !

Öncelikle yazıma Çevre Mühendisi olup, geleceğimiz için sürdürülebilir faaliyetlerde bulunmanın haklı gururunu sizinle paylaşarak başlamak istiyorum. Bu yıla kadar Vatek olarak 3.000.000 m3 atık suyu geri kazandık!
Sürdürülebilir Moda !  Suyun Sürdürülebilirliği !.

Bu yazımda özellikle 2,5 trilyon dolarlık sektör olan tekstil ve tekstil sektöründeki SUyu ele almak istedim. Çünkü tarımdan sonra su tüketiminin başını tekstil sektörü çekiyor. Bu şu demek oluyor ki dünyayı kirleten 2. en büyük sektör. Modadan doğrudan etkilenen bu sektör hızlı tüketim, çok tüketim ve daha çok tüketim alışkanlığına açık. Hatta yapılan araştırmalara göre; 2000’li yılların başına oranla %60 daha fazla kıyafet satın alıp, aldığımız kıyafetlerin %40’ını dolaplara hapsediyoruz. Tekstil endüstrisinde günde ortalama 4 trilyon litre su tüketildiği tahmin ediliyor. (1)  Ortama 1 ton tekstil kumaşı için 20-230 ton su tüketiliyor. Evet bu doğru !

…ve gelelim sürdürülebilirlik ne demek; kendi ihtiyaçlarımızı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmemizdir. Daha basite indirgersek gelecek ve yaşam olarak tanımlayabilirim. Sürdürülebilirlik sadece doğal kaynakları korumak değildir, aynı zamanda atık yönetim sürecini de içerir. Doğal kaynaklar git gide azalıyor. Ne yazık ki zaman artık tahmin ettiğimizden daha kısa. Küresel ısınma, suyun bilinçsiz kullanımı ve atıkların bilinçsizce doğrudan doğaya atılması gibi nedenler sadece başlıcaları. Geçtiğimiz yaz bunun gözle görülür ilk sinyalini bize müsilaj ile verdi. Su, şu an en değerli kaynak olan petrolün yerini alma yolunda ilerliyor.

Su sadece içtiğimiz, yıkandığımız doğal kaynak mı? Peki su sadece günlük yaşantımızda bireysel ve fiziksel olarak kullandığımız kadarıyla mı hayatımızda? ya da bir ürünün üretimi aşamasında ne kadar su tüketiliyor ve tüketilen bu sular ne kadar atık oluşturuyor biliyor muyuz? Bir tişört rafa gelene kadarki süreçte tarlada pamuk olarak yetişmesi daha sonrasında işlenip boyanması vs. gibi prosesler boyunca suya ihtiyaç duyuyor. Buna kısaca suyun ayakizi diyoruz. Su ayakizi sadece üretici veya tüketici değil, dolaylı yoldan tüketilen su miktarının toplamıdır.

Mckinsey raporuna göre; bugün su ihtiyacının 4.500 milyar metreküp iken, 2030 yılında ise 6.900 milyar metreküpe çıkacağını öngörüyor. Bu artış mevcut su rezervlerinin %40’nın üzerinde. (2) Suya ihtiyaç her geçen gün artmaya devam ederken, mevcut su rezervleri tükeniyor. İstatistik raporlara göre ülkemizde; tekstil endüstrisinde 2004 yılı itibariyle yılda 1.2milyar metreküp su kullanılmış. Tam bu noktada suyun sürdürülebilirliği olmazsa olmaz hatta zorunluluk haline geliyor. Ayrıca sorun sadece temiz suyun tüketilmesiyle kalmıyor bir bu kadarda atık su oluşturuyor. Çünkü tekstil endüstrisi yüksek kimyasal madde (yardımcı kimyasallar, boya) tüketimi ile atık su oluşturmasıyla dikkat çekiyor.

Özellikle tekstil atık suyu geri kazanımı sistemlerimizle, doğa dostu sürdürülebilir hareket sağlamak için canla başla çalışıyoruz. Atık su geri kazanım sistemleriyle hem mevcut su kaynaklarının kullanımını çok büyük oranda azaltıyoruz hem de prosesten çıkan atık su miktarını ortadan kaldırıyoruz.  Son dönemlerde yaptığımız çalışmalarda Zero Liquid Discharge (SIFIR ATIK) kapsamında büyük aşamalar kaydettik ve atık su geri kazanımımızı %87-%90 oranında sağlıyoruz. Yeni teknolojiler ve yapılan ar-ge çalışmalarımızla hedefimiz geri kazanımımızı %100’e ulaştırmak. Peki bunu nasıl başarıyoruz ? Öncelikle atık su geri kazanım sistemi yapacağımız tesise keşif gerçekleştirip atık  su numuneleri alıyoruz, bu numuneler sadece analiz edilmekle kalmıyor aynı zamanda arıtılabilirlik testleri de uyguluyoruz. Bu test sonucunda suyun ne kadarını geri kazanabileceğimizi, hangi arıtma proseslerinin yeterli olacağını hesaplıyoruz. Yani her suya özel en başından çalışmalar yapıyoruz. İşletme için gerekli olan sarf malzemeleri, elektrik vs gibi giderleri, sistemin yerleşimleri ve en önemlisi sistemin 6ay mı 1 yıl mı ne kadar bir sürede kendisini amorte edeceğini hesaplıyoruz. Sistemlerin üretimi ve montajını tamamladıktan sonra geri kazanım süreçlerini titizlikle ekipçe takibe alıyoruz. Böylece hem çevreye hem de cebe dost sistemler kazandırıyoruz.

Avrupa için; konumu, işçiliğin kaliteli olması ve maliyetlerin daha düşük olması açısından Türkiye tekstil endüstrisinde cazibe merkezi haline geliyor. Bu da bizim çevresel anlamda üstümüze düşen sorumluluğu daha da artırıyor.  Özellikle sektördeki öncü firmaların farkındalıkla 5 yıllık-10 yıllık- 20 yıllık hedeflerinde sürdürülebilirlikle ilgili çok önemli çalışmaları bulunuyor. Temiz üretim programı kapsamında çalışanlarına ve iş ortaklarına eğitimler verip, hedefler için izlenecek yolların her aşaması için destek oluyorlar. Bunlardan biri de atık suların geri kazanımı, 2017 yılında 7,82milyar metreküp doğal kaynaklardan elde edilen su tüketimi azaltıldı (3) bir nevi su koruyuculuğu misyonunu üstleniyorlar. Hatta beraber çalıştıkları partnerlerine de bu çevreci yaklaşım için bazı standartlar ve yaptırımlar uyguluyorlar. Örneğin atık suyunu geri kazanmayan firmalarla çalışmıyorlar. Sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunun bilincinde faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Tüketiciler olarak bizlere de bazı görevler düşüyor. Geri dönüştürülebilir ürünleri satın almak başta olmak üzere, bir ürünü alırken o ürünün hangi aşamalardan geçtiğini, markanın çevresel bilincinin ne olduğuna dikkat etmeliyiz. Çünkü gelecek hepimizin !

Esra ÇEVİK
Çevre Mühendisi

http://www.i-sem.info/PastConferences/ISEM2014/ISEM2014/papers/A3-ISEM2014ID134.pdf (1)

https://polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/13070/1/10063853.pdf (2)

https://wwftr.awsassets.panda.org/downloads/wwf_turkiye_rehber_temiz_uretim_250918.pdf (3)