Dünyanın İhtiyacı Su! Dünyanın İhtiyacı Sıfır Atık! Dünyanın İhtiyacı Sürdürülebilirlik!

Doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor ve tükenen kaynaklarımızın telafisi gün geçtikçe güçleşiyor. Gelecek nesillere yaşanabilir, sağlıklı bir çevre bırakabilmemiz için sürdürülebilirlik gerekiyor. Peki nedir bu sürdürülebilirlik?
Dünyanın İhtiyacı Su! Dünyanın İhtiyacı Sıfır Atık! Dünyanın İhtiyacı Sürdürülebilirlik!.

Sürdürülebilirlik; doğal kaynakların yerinde kullanılarak gelecek kuşaklara aktarılması ve devamlılığının sağlanmasıdır. Sürdürülebilirliği sağlamak da çevre bilincini oluşturmaktan geçer. Doğal kaynaklarımızı korumadığımız ve hiçbir zaman bitmeyecek gözü ile baktığımız, dolaylı veya direk olarak kirlenmesine neden olduğumuz her dakika, tükettiğimiz çevreyi gözler önüne seriyor. Tam bu noktada son günlerde en çok konuştuğumuz, tartıştığımız ve hatta görünce içimizin acıdığı Marmara Denizi'nde türeyen Deniz Salyalarına (müsilajlar), değinmek istiyorum. Müsilaj; biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşan fitoplankton (mikro alpler) adı verilen bitkisel canlıların aşırı çoğalması ve iklimsel etkilerle bakteriyel aktivitelerin (mikroorganizmaların) artmasıyla oluşan sümüksü sıvıdır (organik bileşiklerdir). Bu müsilajların oluşmasında üç ana neden var;

  • Azot-fosfat bakımından zengin olan atık suların, denize direk veya limit değerlerinin üzerinde deşarjı
  • Küresel ısınma kaynaklı, sıcaklığın normalden daha yüksek olması
  • Marmara Denizi'nin yapısı gereği denizde yaşanan durgunluk, iç deniz oluşu

Doğanın kendi kendini yenileyebilme özelliği var, buna fırsat vermek bizim elimizde

Her yerde duyabileceğiniz kalıplaşmış, fakat üzerinde yeterince düşünmediğimiz bir cümle “artan nüfus, hızla gelişen sanayileşme ve bunun neden olduğu iklim değişiklikleri ve çevre kirliliği”. Örneğin; Marmara Denizi yaklaşık 25 milyon insanın çevresinde yaşadığı bir konuma sahip. Bölgede yaşayanlardan çıkan evsel nitelikli atıklar denize gidiyor. Türkiye endüstrisinin yaklaşık %50’si bu bölgede yer alıyor. Dolayısıyla endüstriden çıkan sanayi atıkları denize gidiyor. Ayrıca bölgede yoğun tarımsal faaliyetler var. Tarımda kullanılan gübre ve zirai ilaç kalıntıları yani zirai atıklar yağış yoluyla bile olsa yine denize gidiyor. Tüm bu etkenler denizde bulunan azot-fosfor yükünü artırıyor. Denizde bulanan ve istenmeyen azot fosfor yükünü azaltmak için fitoplanktonlar hızlıca çoğalmaya başlıyor ve sonucu su kirliliği, çevre kirliliği... Atık suların deşarj kriterlerinin %100 olarak sağlanmasında ve atık suların geri kazanımının yapılmasında gerekli hassasiyeti göstermemiz şart.

Peki su kirliliği ile mücadele için neler yapılabilir?

Atık sular için, Çevre Kanunu Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde belirlenen “Alıcı Ortama Deşarj Standartları” bulunuyor. Bu standartların uygulanmasını sağlamak ve sürdürülebilirlik anahtar kelimeler. Atık su deşarj limitleri tam olarak sağlanmadan denize verilen sular tüm canlılar için büyük tehdit oluşturuyor. Son dönemde denizlerimiz için tehdit haline gelen deniz salyalarından sonra Çevre bakanlığının da desteklediği bazı mücadele yöntemleri şu şekilde;

  • Atık su arıtma tesislerinin, ileri biyolojik arıtma tesislerine dönüştürülmesi,
  • Deşarj standartlarının daha kalitesi yüksek olacak şekilde tekrar güncellenmesi
  • Atık su arıtma tesislerini gerektiği gibi işletmeyen OSB'lerin ileri arıtma teknolojilerine geçişinin hızlandırılması.
  • Temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması
  • Basınçlı ve damlama sulama ile derelerden denizlere dökülen kirliliğin önlenmesi
  • Peyniraltı suyu üretiminde atık su arıtma için teknolojik dönüşümün yapılması
  • Suyun geri kazanılması için teşvikler
  • Suyun sürdürülebilirliğinin sağlanması

Teknoloji gelişiyor bununla beraber su arıtma teknolojileri de gelişiyor. Gelişen yeniliklere uyum sağlamak, ileri arıtım teknolojileri kullanılması göz ardı edilemeyecek öneme sahip.

Doğayı Koru, Kendini Koru !

WHO (Dünya Sağlık Örgütü ) raporuna göre her yıl 1,7 milyon insan sağlıksız çevre koşulları sebebiyle kansere yakalanıyor ve 12,6 milyon insan ise çevre kirliliğine bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor.

Sürdürülebilir Çevrenin Olmazsa Olmazı Su !

Suyun sürdürülebilirliğinin anahtarı Atık Su Geri Kazanım Sistemleridir. Evsel nitelikli atık suların ve sanayiden çıkan tüm atık suların geri kazanılması mümkün ve sanıldığı gibi pahalı değil, aksine ekonomik sistemlerdir, yatırım maliyetini kullanılan su miktarına göre 1-2 yıl içerisinde amorti eder. Atık su tercihe göre tekrar bahçe sulamada, araç yıkamada, üretimde, temizlik amaçlı kullanılabilir. Hangi amaç için kullanılacaksa ona göre arıtma sistemi dizaynları yapılır ve arıtma teknolojileri uygulanılır. Böylelikle; atık suların direk veya dolaylı bir şekilde derelere, denizlere, göllere deşarj edilmesi önlenmiş olur. Doğanın doğal döngüsü bozulmamış olur. Aynı zamanda üretim için ihtiyaç olan su sürekli bir şekilde doğal kaynaklardan kullanılmaz ve doğal kaynaklar tükenmemiş olur. 

Çevreyi Koru, Doğayı Koru

Esra ÇEVİK - Çevre Mühendisi