Dünya’nın İhtiyacı: Sıfır Atık
Üzerinde yaşadığımız Dünya, insanoğlunun bilinçsiz tüketim davranışları yüzünden ne yazık ki yavaş yavaş yok olma sürecinde. Küresel ısınma, doğaya salınan endüstriyel atıklar, bireylerin kişisel olarak ürettikleri çöpler, artan nüfus ve azalan doğal kaynaklar gelecek nesiller için büyük bir tehdit içeriyor.
Uzun yıllardır bu sorunlara dikkat çekmek için çalışan sivil toplum kuruluşları ve bireyler, nihayet 2013 yılında, biraz da sosyal medyanın yardımı ile küresel bir bilinç oluşturmayı başardılar.
Sıfır Atık Neden Önemlidir?
Artan çevre kirliliği, insan dahil yer yüzünde yaşayan bütün canlıların sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Çevre kirliliğine sebep olan “atıkların”, minimum seviyeye indirilmesi veya tamamen ortadan kaldırılması ve israfın önüne geçilmesi için yapılan çalışmalara ve yaşam alışkanlıklarına sıfır atık denmektedir.
Şehirde yaşayan bir insanın ortalama çıkarttığı çöp miktarı günlük 1.5 kilogram’ı bulmaktadır. Sıfır atık projesi ise bu miktarı en az seviyeye indirmek veya tamamen ortadan kaldırmak için yaşam biçimi sunmaktadır. Markete giderken plastik poşet yerine file kullanılması, tekstil ürünlerinin ikinci el alınması, temizlik malzemelerinin el yapımı olarak üretilmesi veya elektrik, su gibi enerji ve kaynakların israf edilmemesi gibi öneriler sunmaktadır.
Hiç atık oluşmaması ya da atıkların, kaynaklarında yeniden dönüştürülmesinin birçok avantajı vardır. Bunlar;
- Üretim verimliliğinin artması
- Maliyetlerin azaltılması
- Gelecek nesillere de kalacak doğal kaynaklar
- Bizden sonraki kuşaklara daha temiz bir çevre ve yaşanabilir dünya bırakmak
Dünya’nın kötü gidişatını değiştirmek istiyorsak önce kendimizden başlamamız gerekiyor. Başkaları yapmıyor, ben neden yapmalıyım? Demek sadece kötü sonun biraz daha yaklaşmasını sağlamaktadır. Sıfır atık projesine önce kendi evimizden başlamamız gerekiyor. Değiştireceğimiz ufak da olsa tüketim biçimimiz ve yaşam tarzımız, torunlarımıza kadar uzanan olumlu bir kelebek etkisi yaratabilir.
Suyunuzu İsraf Etmeyin!
Su, oksijen ve güneş gibi bütün canlıların en önemli yaşam kaynaklarından biridir. Su kaynaklarının tüketimi, dünyada birçok bölge için tehlikeli seviyelere ulaşmıştır. Boşa harcanan her damla su, bizden sonraki nesillerin geleceklerinden harcanmaktadır. Bu yüzden önce kişisel sonrasında toplum olarak kazanacağımız su israfını önleyici bilinç ile doğal kaynaklarımızın çok daha uzun süre kullanılabilmesini sağlayabiliriz.
Sıfır atık projesi kapsamında, atıkların minimum seviyeye indirilmesi de su israfını önlemektedir. Kullanılan ve atık olarak kanalizasyona verilen sular, gerekli arıtma teknikleri uygulanarak tekrar kullanıma sunulabilir. Atık su geri kazanım sistemleri ve gri su arıtma sistemleri de bu uygulamalardandır. Örneğin; evsel nitelikli atık sular, atık su geri kazanım sistemleri ile arıtılıp daha sonra bahçe sulama, araç yıkama gibi amaçlarla kullanılabilir. Aynı şekilde gri su arıtma sistemleri ile banyo ve lavabolardan çıkan atık sular, arıtılarak tekrar tuvalet rezervuarlarında kullanımı sağlanır. Böylelikle su atıklarımızı hem en aza indirgemiş oluruz hem de doğal kaynaklarımızın gereksiz yere kullanımının önüne geçmiş oluruz. Bu sistemlerin kullanımı ülkemizde AVM’lerde, toplu konut projelerinde, yurt, huzurevi, hastane gibi toplulukların yaşadığı yerlerde günden güne yaygınlaşmaktadır.
İsveç Örneği
İsveç devleti uzun süredir atıklarını, “waste to energy” adlı sürdürülebilirlik projesi kapsamında geri dönüştürüyor. Toplum bilincini oturtmayı başaran İsveç vatandaşlarının, ortaya çıkarttıkları çöplerden sadece yüzde 4’ü geri dönüştürülemeyen atıklardan oluşmaktadır. İsveç, elektrik ve ısınma ihtiyacını yaktığı atıklardan sağlamaktadır. İsveç, geçtiğimiz senelerde atık stoğu tükendiği için sınır komşusu Norveç’ten 80 bin ton çöp ithal etmişti.